1-
İSİM
CÜMLESİ ( Mübteda – Haber)
2-
İSİM
TAMLAMASI (Muzaf – Muzafun İleyh)
3-
SIFAT
TAMLAMASI (Sıfat – Mevsuf)
İSİM
TAMLAMASI
|
SIFAT
TAMLAMASI
|
İSİM
CÜMLESİ
|
خَلْقُ اللهِ
Allah’ın
yaratışı/ yaratması..
|
اللهُ الخَالِقُ
Yaratan
Allah..
|
اللهُ
خَالِقٌ
Allah yaratıcıdır.
|
صِدْقُ الرَّسُولِ
Elçinin
doğruluğu..
|
الرَّسوُلُ الصَّادِقُ
Doğru
elçi..
|
الرَّسُولُ صَادِقٌ
(Belli) Elçi doğrudur.
|
مسجد هذا
Bunun
mescidi..
|
هذا المَسْجِدُ
Bu
mescit..
|
هذا مَسْجِدٌ
Bu, mescittir.
|
إيمَانُكَ
Senin
imanın…
|
--
|
انت موْمن
Sen mü’minsin.
|
--
|
إيمَانُكَ القَوِيُّ
Senin
güçlü imanın..
|
إيمَانُكَ قَوِيٌّ
Senin
imanın güçlüdür.
|
Notlar :
Arapça dilbilgisinde iki ismin yan yana gelmesi durumunda üç
ihtimal vardır:
ya bir İsim Cümlesi ya bir İsim Tamlaması ya da bir Sıfat Tamlaması
ile karşı karşıya gelmişizdir. O zaman yapılacak olan bunları birbirlerinden
nasıl ayırt edeceğimiz sorunudur. Bunun için her üçünün özelliklerini ayrı ayrı
tanıyıp bilmeliyiz.
İsim Cümlesi:
Mübteda cümleye –devrik cümle değilse- ilk başlanılan kelime olup daima marife
(belli) bir isim olur. Bundan dolayı Mübteda ya özel bir isimdir, ya başına
elif ve lam (lamı tarif) gelen normal bir isimdir. Ya da zamir, ismi işaret,
ismi mevsul ya da bu beş tür ismin başına gelen muzaf bir isimdir.
Haber daima nekra (belirsiz) bir isimdir. Mübtedaya ait bir
yargıyı - hükmü bildirir. Cümle olduğundan mana tamamdır ve cümlenin sonuna
nokta konulması gerekir. Hüküm belirttiği için Türkçemizde “dır veya dir”
şeklinde bitirilir.
İrab (kelimenin sonu) bakımından her ikisinin sonu da
merfudur. (ref irabı)
İsim ve Sıfat tamlamaları
İsim ve sıfat tamlamaları cümle olmadıklarından bir hüküm ve
yargı bildirmezler. Bunlar ancak cümlenin bir parçası olabilirler. Bu
tamlamalardan her birinin kendisine has özellikleri vardır.
İsim Tamlaması (İzafet Terkibi) :
Muzaf (ek olan) ve muzafun ileyh (kendisine eklenen) olarak
iki parça kelimeden oluşur. İkisi de mutlaka isimdir. Ve mana bakımından ilk
kelimenin medlulu diğerine ait ve ektir. Yukarıdaki örneklere bakarcak
olursanız Allah’ın asıl, yaratmasının ona ait bir özellik olduğunu ve rasulun
asıl doğruluğun ona ait bir özellik olduğunu yine ismi işaretin medlulünün asıl,
mescidin ona ait olduğunu ve son örnekte
kişinin (zamirin medlulünün) asıl imanın ise ona ait olan bir çok şeyden biri
olduğunu görürüz.
İsim tamlamasında ilk kelimede belirlilik takıları ya da
nitelikleri yoktur. Genellikle belirlilik takı ya da özellikleri ikinci (M.İleyh)
kelime de olur.
İrab bakımından Muzafun ileyh daima mecrurdur. Muzaf ise
başındaki amillere göre değişir.
Sıfat tamlaması:
İkinci kelime daima ilk kelimenin medlulünün nitelik ve
özelliklerini bir sıfat edası içinde ifade eder. Sıfat ve mevsufu tanımak çok
kolaydır. Çünkü her iki kelime birbirlerine sayı, cinsiyet, belirlilik
ve irab yönünden uymak zorundadır. Şöyleki:
Sayı yönünden : “tekil – tekil ( ya da hükmünde)” ; “ikil –
ikil” ; “çoğul – çoğul ( ya da hükmünde)”
Cinsiyet yönünden: “eril – eril” ; “dişil – dişil ( ya da
hükmünde)”
Belirlilik yönünden: “belirli – belirli ; belirsiz – belirsiz”
İrab yönünden : “ref – ref” ; “nasb – nasb” ; “cer – cer” olmak durumundadır.