KİTMAN-ÜL HAK / KİTAP
“Ketm” ve “Kitman”bir haberi vb. gizlemek, saklamak demektir. İbni Aşur ketm ve kitmanı “haber verilmesi gereken duyulmuş ya da görülmüş bir olayın gizlenmesi” olarak açıklamaktadır.
Kuran’da ilmi, hakkı ve kitabı gizlemekle ilgili 6 ayet bulunmaktadır.Bunlardan en dikkat çekeni şüphesiz Ali İmran suresinde (3/187) bulunan ayettir. Çünkü mezkur ayette Allah Teala’nın alimlerden kitabı tam anlamıyla açıklayacakları ve onu asla gizlemeyeceklerine dair çok güçlü bir söz aldığı anlatılmaktadır.
Tefsirler içinde bu ayeti en isabetli bir yorumla ele alan şüphesiz Zamahşeri’dir. O “Keşşaf” isimli eserinde şunları söylemektedir:
“ Bu ayet aynı zamanda bildiklerini ve hakkı insanlara açıklayacakları ve onu asla gizlemeyeceklerine dair Âlimlerden söz alındığına delildir. Zulmeden büyük ya da küçük herhangi bir varlığın işini kolaylaştırmak, ona sevimli görünmek, onu hoşnut etmek, gönlünü kazanmak ya da dünyevi bir fayda temin etmek maksadıyla hakkı gizlemek yahut – delil olmamak kaydıyla – takıyye yapmak düşüncesiyle bile olsa hakkı söylememek veya ilmi sırf başkaları da öğrenip –kendisiyle boy ölçüşmeye kalkmasın gibi- kıskançlık yaparak gizlemek bu ayetin anlam bütünlüğüne dâhil bulunmaktadır.” (Zamahşeri El- Keşşaf)
İbni Kesir de bu ayette İslam alimlerine bir uyarının olduğunu savunur ve Onların da ehli kitap alimlerinin gittikleri yoldan giderlerse aynı tehdit ve musibetlerle karşı karşıya kalacaklarını belirtir. (İbni Kesir, Tefsirul Kuran il kerim)
Elmalı M. Hamdi Yazır bu ayeti yorumlarken “Kitap verilmiş olanlardan maksat, kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyan bilginleridir. Bunların, iş bu (Kitap verilenler) adıyla anılmaları, kendilerine Kur’an verilmiş olan Müslümanların da böyle ahitleri alınmış bulunduğunu delalet yoluyla hatırlatır. Buna göre Müslümanların sözleşmesi, bu isimde açık bir şekilde dâhil olmamakla beraber, (Müslümanların âlimleri) delalet bakımından dâhildirler. Bunun için bazı tefsirciler, “Bu ayete Müslümanlar dâhildir” diye göstermişlerdir. Fakat bunun ibare (metin) ile olmayıp, delaletle olacağının unutulmaması gerekir… Üzüntüyle kaydedelim ki hayli zamandan beri Müslümanlar da bu hale düşmüştür. Âlimlerden hakkı aramayıp, gönlüne göre yanlış bir “uygun” cevabı almak için teşvik veya tehdit eden bir çok cahil, ahlâksız üslümanlar bulunduğu gibi; böyle bayağı menfaatleri yolunda dolaşan ve ilmi, dini, bir aldatma tuzağı kabul eden ulema taklitleri de ortaya çıkmıştır.” Diyerek özellikle de son dönemlerde karşılaşılan toplumsal yozlaşmanın bir veçhesine işaret eder.
İçinde kitman kavramı geçen ayetlerden bakara suresinde bulunan iki ayette (2/159,174)kitman yapanlar başta Allahın lanetine müstahak oldukları ve kitman karşılığında aldıkları dünyalıkların ve elde ettikleri çıkarların ancak cehennem ateşi olacağı ve kıyamet günü Allahın kendileriyle asla konuşmayacağı ve onları temize çıkarmayacağı anlatılmaktadır. Bu büyük kınama ve tehditlerin tamamı Allahın ayetlerini gizleyerek bu gizlemenin karşılığında dünyevi otoriteler tarafından mükafatlandırılan ve bu rollerini benimsemiş gözükenlere olduğu anlaşılmaktadır.
İbni aşura göre Allahın kitabını okutup öğretmeyi bırakmak bile gizlemekle aynı şeydir. Ona göre Allah’ın muradından uzak yorum ve tefsirlerde kitmanın bir çeşididir. Çünkü O’nun muradını gizlemek manayı gizlemek demektir. Yine ayetin belağat uslubundan kitman yapanların hiçbir özürlerinin kabul edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Çünkü eğer ayetler bunca açıklık ve anlaşılırlığına rağmen gizlenmiş ve gereği gibi açıklanmamış ise bunun hiçbir mazereti olamaz. Ayetteki kitman edenlere Allahın lanet etmesinden murat onların zelil bir vaziyette ve şiddetle rahmetten mahrum bırakılmaları demektir. Bunun ahiretteki görünümü cennetten mahrumiyet ve cehennem azabıyla yüzleşmek olmalıdır. (İbniAşur)
Ayetten anlaşıldığına göre bunun dönüşü ancak durumlarını düzeltmek ve Allahın ayetlerini gizlemeye çalışmaktan vazgeçip açıkça anlatmaktır. Allah ancak böylelerinin tevbelerini kabul edecektir.
“Ketm” ve “Kitman”bir haberi vb. gizlemek, saklamak demektir. İbni Aşur ketm ve kitmanı “haber verilmesi gereken duyulmuş ya da görülmüş bir olayın gizlenmesi” olarak açıklamaktadır.
Kuran’da ilmi, hakkı ve kitabı gizlemekle ilgili 6 ayet bulunmaktadır.Bunlardan en dikkat çekeni şüphesiz Ali İmran suresinde (3/187) bulunan ayettir. Çünkü mezkur ayette Allah Teala’nın alimlerden kitabı tam anlamıyla açıklayacakları ve onu asla gizlemeyeceklerine dair çok güçlü bir söz aldığı anlatılmaktadır.
Tefsirler içinde bu ayeti en isabetli bir yorumla ele alan şüphesiz Zamahşeri’dir. O “Keşşaf” isimli eserinde şunları söylemektedir:
“ Bu ayet aynı zamanda bildiklerini ve hakkı insanlara açıklayacakları ve onu asla gizlemeyeceklerine dair Âlimlerden söz alındığına delildir. Zulmeden büyük ya da küçük herhangi bir varlığın işini kolaylaştırmak, ona sevimli görünmek, onu hoşnut etmek, gönlünü kazanmak ya da dünyevi bir fayda temin etmek maksadıyla hakkı gizlemek yahut – delil olmamak kaydıyla – takıyye yapmak düşüncesiyle bile olsa hakkı söylememek veya ilmi sırf başkaları da öğrenip –kendisiyle boy ölçüşmeye kalkmasın gibi- kıskançlık yaparak gizlemek bu ayetin anlam bütünlüğüne dâhil bulunmaktadır.” (Zamahşeri El- Keşşaf)
İbni Kesir de bu ayette İslam alimlerine bir uyarının olduğunu savunur ve Onların da ehli kitap alimlerinin gittikleri yoldan giderlerse aynı tehdit ve musibetlerle karşı karşıya kalacaklarını belirtir. (İbni Kesir, Tefsirul Kuran il kerim)
Elmalı M. Hamdi Yazır bu ayeti yorumlarken “Kitap verilmiş olanlardan maksat, kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyan bilginleridir. Bunların, iş bu (Kitap verilenler) adıyla anılmaları, kendilerine Kur’an verilmiş olan Müslümanların da böyle ahitleri alınmış bulunduğunu delalet yoluyla hatırlatır. Buna göre Müslümanların sözleşmesi, bu isimde açık bir şekilde dâhil olmamakla beraber, (Müslümanların âlimleri) delalet bakımından dâhildirler. Bunun için bazı tefsirciler, “Bu ayete Müslümanlar dâhildir” diye göstermişlerdir. Fakat bunun ibare (metin) ile olmayıp, delaletle olacağının unutulmaması gerekir… Üzüntüyle kaydedelim ki hayli zamandan beri Müslümanlar da bu hale düşmüştür. Âlimlerden hakkı aramayıp, gönlüne göre yanlış bir “uygun” cevabı almak için teşvik veya tehdit eden bir çok cahil, ahlâksız üslümanlar bulunduğu gibi; böyle bayağı menfaatleri yolunda dolaşan ve ilmi, dini, bir aldatma tuzağı kabul eden ulema taklitleri de ortaya çıkmıştır.” Diyerek özellikle de son dönemlerde karşılaşılan toplumsal yozlaşmanın bir veçhesine işaret eder.
İçinde kitman kavramı geçen ayetlerden bakara suresinde bulunan iki ayette (2/159,174)kitman yapanlar başta Allahın lanetine müstahak oldukları ve kitman karşılığında aldıkları dünyalıkların ve elde ettikleri çıkarların ancak cehennem ateşi olacağı ve kıyamet günü Allahın kendileriyle asla konuşmayacağı ve onları temize çıkarmayacağı anlatılmaktadır. Bu büyük kınama ve tehditlerin tamamı Allahın ayetlerini gizleyerek bu gizlemenin karşılığında dünyevi otoriteler tarafından mükafatlandırılan ve bu rollerini benimsemiş gözükenlere olduğu anlaşılmaktadır.
İbni aşura göre Allahın kitabını okutup öğretmeyi bırakmak bile gizlemekle aynı şeydir. Ona göre Allah’ın muradından uzak yorum ve tefsirlerde kitmanın bir çeşididir. Çünkü O’nun muradını gizlemek manayı gizlemek demektir. Yine ayetin belağat uslubundan kitman yapanların hiçbir özürlerinin kabul edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Çünkü eğer ayetler bunca açıklık ve anlaşılırlığına rağmen gizlenmiş ve gereği gibi açıklanmamış ise bunun hiçbir mazereti olamaz. Ayetteki kitman edenlere Allahın lanet etmesinden murat onların zelil bir vaziyette ve şiddetle rahmetten mahrum bırakılmaları demektir. Bunun ahiretteki görünümü cennetten mahrumiyet ve cehennem azabıyla yüzleşmek olmalıdır. (İbniAşur)
Ayetten anlaşıldığına göre bunun dönüşü ancak durumlarını düzeltmek ve Allahın ayetlerini gizlemeye çalışmaktan vazgeçip açıkça anlatmaktır. Allah ancak böylelerinin tevbelerini kabul edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder