19 Kasım 2016 Cumartesi

İSLAM VE İNSANLIĞIN KURTULUŞU

İSLAM VE İNSANLIĞIN KURTULUŞU

“Muhakkak Allah’tan size bir nur/ ışık ve açık bir kitap gelmiştir. Allah bu kitap ile rızasına uyanları kurtuluş yolarına götürecek ve onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkaracak ve onları en doğru olan yola hidayet edecektir.” (Kur’an[1])

Bugün  küfür ve şirkin ; putperestlik ve ataperestliğin ; makam ve mevkiperestliğin;  servet ve şehvetperestliğin ; adaletsizlik ve haksızlığın ; kargaşa ve isyanın, insan fıtrat ve faziletini esir aldığı, hatta aşağıladığı ve acziyete düşürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Zayıfa merhamet edilmeyen, acize şefkat edilmeyen, düşenin kaldırmadığı,  sadece ve sadece servet ve maddeye değer verilen bir dünya bu. Ve bu maddeperest dünyada maddi bakımdan değeri olmayan hiçbir şeyin zerre kadar değeri bulunmamaktadır.
 Eğer insanlık bugün soğuk ve sıcak savaşların, sömürgeleştirme faaliyetlerinin,  nükleer başlıklı füzelerin gölgesinde yaşamaya zorlanıyorsa, ve eğer bedensel ve psikolojik müzmin illetlerin pençesinde can çekişiyorsa, yine aynı insanlık kibirliliğin, anlayışsızlık ve  bencilliğin; cimrilik ve duyarsızlığın zirve yaptığı bir zaman dilimde yaşamaya mecbur kalıyorsa bizler bu krizin  kaynağını aramak bulmak ve ona suçüstü yapmak durumundayız. Yoksa ne bizim ne de dünyamızın hali hazırdaki şekvasının son bulacağını düşünmek mümkün gözükmemektedir.

Bugün İnsanlık İslam’a olan kayıtsızlığının bedelini maddi ve manevi rahatsızlıklar; zulüm ve tecavüzler; saldırı ve haksızlıklar olarak devşirmektedir. 

 Mesela dünyanın bir tarafında insanlar açlıktan ölürlerken neden diğer bir başka tarafında insanlar en az on aça yetecek kadar gıda tüketir. Bırakınız dünyayı aynı memleketteki insanların yaşam bakımından uçurum denebilecek farklıkları neden olur!

-Neden Hz. Muhammed’e iman ettiğini söyleyen onu örnek alması gerektiğini bilen bir müslüman aşırı ve lüks harcamaların israfın ağına düşer!

-Neden işçisine eli titreyerek karın tokluğuna yetecek kadar aylık veren bir patronun hadsiz hesapsız bir serveti olur?

-Neden toplumun büyük ve fakir kesiminden inim inim inletilerek toplanan vergiler lüks ve israfa, şatafat ve debdebe yoluna heba edilir. Yetimin yoksulun sefil ve perişanın elinden zorla alınan aymazlıkla toplanan  gelirler neden servet ve makam sahiplerinin kasa ve kesine peşkeş çekilir! Bunları yapıp edenler neden bir gün bunun hesabının olduğunu bilmez ve düşünmezler?

-Neden bir insan açken, soğukta üşürken, hasta ya da  perişan iken kimseciklerin haberi olmaz. Neden akrabalık komşuluk bağları artık gök kubbede kaybolan bir seda olmak kabilinden iyice anlamsızlaşmıştır!

-Neden %99 u Müslüman denilerek kasınılan bir ülkede %99 luk bu kesim dinleri hakkında tam bir cehalet ve duyarsızlıkla hayatlarını sürdürür?

-Neden dinlerini doğru düzgün öğrenmek isteyenler kıyı köşelerde muhtacı himmet çevrelerin ellerine terkedilir?  

-Neden ırkçılığı yasakladığı söylenen bir dinin mensupları ırk ve kavimcilik belasına mübtela olur? Bir insan neden kendi ırkını kabilesini taparcasına kutsar ve üstünlük iddia eder.
Bir insan bir başka insana neden rengi daha koyu yada beyaz olduğu için  ya da kendi dilini konuşmadığı için düşman kesilir?

-Neden Günde 5 kere her köşe bucağı lailahe illallah nidalarıyla çınlayan bir ülkede Allah’ın emirleri ve yasakları irtica ve gericilik olarak yaftalanır ve aşağılanır?

-Neden cehalet, içki, kumar, fuhuş ve ahlaksızlık aslında bunlarla bizzat mücadele etmesi gerekenler tarafından yayılır ve teşvik edilir?

-Neden adeta etinden sütünden sömürülürcesine faydalanılan, bu topraklarda hür yaşamak için kanından ve canından fedakârlık yapması beklenen müslümanın inancı ve yaşam tarzı düşman olarak görülür ve gösterilmek istenir? 

İnsanlığı böylesi bir çıkmaz sokağa düşüren böylesi bir dipsiz kuyuyu ona cennet bahçesi gösteren ve onu sanal vaatleriyle aldatan nedir?

İşte hâlihazırdaki bu manzarayı biz insanoğluna sunan ve insanoğlunu böylesine manevi bakımdan sefilleştiren, onu maddenin ve nefsaniyetin, arzu ve tamahların kulu ve kölesi eden şey Allah’ın katından indirdiği fıtrat dini İslam dışındaki tüm dinler, insan aklının mahsulü tüm ideoloji ve “izm”lerdir.

 İslam’dan başka tüm felsefe ideoloji ve “izm”ler bugünkü toplumsal küresel ve çevresel felaketlerin hakiki sebebi, hatta soyları tüketilen canlıların gerçek katilleri ve fıtratına yabancılaştırılan insanoğlunun asıl düşmanlarıdırlar.
Evet! Allah’ın sisteminin dışındaki tüm sistemler insanlığı maddenin ve heva hevesin kulu kölesi yapmıştır.
Gerçek huzur ve kurtuluş ise İslam dininin fıtrata uygun sistemine sığınmaktadır.
 Doğru cevap budur.



[1] Maide 15, 16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder