27 Mart 2016 Pazar

KURAN’DAKİ “HAKKI TAVSİYE” EMRİ ÜZERİNE
“Biz insana iki yolu göstermişizdir.”(Kuran)
“Biz insan’a iki yolu gösterdik artık ya mü’min olur ya da kafir” (Kuran)
İşte insanoğlunun tüm gerçekliğini ortaya koyan iki ayet.  İnsan ya iman eder ya da iman etmez. Ya inanır ve ona göre hareket eder yahut böyle yapmaz. Dünya hayatı ile ilgili çok mühim bir noktadır burası. Yaratan Allah nasıl kullar yarattığından elbette haberdar bulunmaktadır.
“Andolsun ki biz insanı en güzel kıvamda yaratmışızdır. Sonra da onu en aşağı dereceye indirmişizdir. Ancak iman edip Salih amel edenler hariç. Onlar için kesintisiz bir mükafat vardır.” (Kuran, Tin suresi)
Bundan şu sonuç çıkmaktadır. İnsan iki türlüdür. Rabbini razı eden ve etmeyen insan. Bundan sonraki soru şudur? –Rabbini razı edecek insan bunu nasıl başarabilir? Cevap yine yaratıcının en doğru hükmünde bulunuyor.
“Asra yemin olsun ki, insan gerçekten büyük bir zarar içindedir. Ancak iman edip Salih amel işleyenler, birbirlerine hakk’ı ve sabretmeyi tavsiye edenler hariç.”(Asr suresi)
Hz. Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem’in amcasının oğlu, “Kuran tercümanı” ünvanıyla meşhur sahabi,  Abdullah İbni Abbas (r.a.) bu ayetleri içeren sure hakkında şunları söylediği bize ulaşmıştır: “Eğer Allah insanlara (gerçekleri onlara ulaştırdığına dair) kanıt olarak yalnızca bu sureyi indirseydi sadece bu sure kanıt olarak kafi gelirdi.”
Yani insanların önünde onlara sunulacak asıl temel şeyler işte bu surede anlatılan dört ana konudur. Diğer tüm konuları bu dört başlığın altında ayrıntılandırmak gayet kolaydır. Bunları yeniden sıralayalım.
1.    İman etmek
2.    Salih amel işlemek
3.    Hakkı tavsiye etmek ve almak
4.    Sabır etmek
İşte bunlar dünya ve ahiret kurtuluşunun asıl sebepleridir. Bunun dışında davrananlar zarar ve ziyan içindedirler. Çünkü fani ömür, fani beden, fani zevk ve eğlenceler oyun ve oynaşlar hep tükenmekte ve geri sayım büyük bir hızla sürmektedir.
“Mallar ve oğullar dünya hayatının süsüdürler (sakın aldanmayınız!); yok olmayıp geriye kalacak olan Salih ameller ise Rabbinin yanında karşılık ve umulmak bakımından çok daha üstündürler.” (Kuran; Kehf suresi)
İşte insan bundan dolayı zarardadır. Ölüme, yaşlanmaya, tükenmeye karşı koyamıyor çünkü.
“Sizin yanınızda (nimet olarak) ne varsa hepsi tükenecek Allah’ın yanındakiler ise hiç bitmeyecektir.(Kuran)
Bu izahattan insanın neden zararda olduğu iyice anlaşılmış olmalıdır.
Bu günkü yazımda iman, ameli Salih ve sabır konularından çok “Hakkı tavsiye etme ve alma” konusuna eğilmek istiyorum.
İnsanın hak ve batıl tercihlerde bulunacağını en baştan bilen yaratıcımız, hakkı tercih edenlere bir sorumluluk yüklemektedir. O da hakkı tavsiye etme sorumluluğudur. “Hakkı tasiye alma” da buna dahildir. Çünkü ayette “tavsiye” fiili “tefaul” babından olup “tavsiyeleşmek”; “birbirlerine hakkı tavsiye etmek”; “tavsiye edip tavsiye almak” anlamında kullanılır. Hakkı tavsiye olarak almak Kuran’da bir çok ayette geçmektedir.
Biri Furkan suresindeki “O mü’minler öyle kişilerdir ki onlara Rablerinin ayeti hatırlatıldığı zaman kör ve sağır kimseler gibi davranmazlar.” Ayetidir. Yani tavsiyeye önem verirler uyarıldıkları zaman bu uyarıları dikkate alırlar.
 Şura süresinde ki “Onların işleri aralarında şura (danışma) iledir.” ayeti de bu anlamı destekleyici bir mahiyettedir. Çünkü danışmada “tavsiye alma” vardır.
Demek ki müminler tavsiye de verirler, tavsiye de alırlar. Bu İslam’da son derece önemli bir konudur.
“Hakkı tavsiye etmek” konusu ise Kuran’da ve sünnette çok mühim bir yekün tutan “Emri bil maruf ve nehyi anil münker” konusuyla aynı çerçevededir, hatta aynı şeydir. Çünkü marufu (iyiyi) emr ve münkeri (kötüyü) nehiy” hakkı tavsiyenin kapsamındadır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder