26 Mart 2016 Cumartesi

            DÜZGÜN NİYET GÜZEL AKIBET
Niyet kalpten bir iş hakkında tutulan/düşünülen amaç ve gaye demektir. Bundan dolayı niyeti “kişinin ancak kendisinin bilebileceği iradesi isteği ve maksadı”olarak da tanımlamamız mümkündür. İslam’da “niyet” özellikle de çerçevesi belirlenerek emredilmiş ibadetlerde söz konusu edilse de Kuran ve Sünnet’in ana vurgusuna dikkat edildiğinde niyetin aslında hayatın tüm alanları için geçerli bir durum olduğu anlaşılmaktadır.
Niyetin düzgün olması başta “Allah rızası” kavramını anlamaktan geçmektedir. Hayatın ve ölümün, ibadet, dua, namaz ve kurban gibi tüm işlerin Allah rızası, ona kulluk ve onun hoşnutluğunu aramak için yapılma isteği niyetteki düzgünlüğü ortaya koyar. Buna göre bir niyetin makbul ve bereketli olabilmesi için “Allah’a kulluk ona yöneliş onun rıza ve hoşnutluğunu arama” gibi amaçlarla olması gerekir.
Niyet denildiğinde tüm sahih hadis kaynaklarının üzerinde ittifakla durdukları “Ameller niyetlere göredir.” hadisini hatırlamamak olmaz. Hz. Ömer’in rivayet ettiği bu hadis bizlere niyetin ne denli önemli olduğunu söyler. Şöyle ki bu hadise göre tüm ameller, ortaya çıkartılan iş ve pratikler hep kendileri için kalplerde gizlenen tutulan niyetlerin esiridir. Eğer niyetler iyi ve düzgünse, yani Allah rızasına, ona kulluk ve itaate uygunsa yapılan işler de böylece değer kazanacak ve sahibine hem dünya hem de ahiret güzelliği verecektir. Yok eğer bu olmamışsa ortaya çıkacak işlerinde bir kıymeti olamaz. Dünya da o işin bir bereketi devamı güzelliği olmadığı gibi ahirette de sevabı ve mükafatı olmayacaktır. Sonuç dünya ve ahiret hüsranı ve bedbahtlığıdır.
Niyet hususunda bilinmesi gereken en temel kural yoktan vareden Allah’ın kalplerde var olan her niyetten haberdar olduğunu bilmek ve böylece inanmaktır. “Allah gözlerin haince bakışlarını ve kalplerde gizlenen niyetleri bilir” ayeti bunu açıklamaktadır. Hz. Peygamber de “Allah sizin endamınıza, soy ve sülalenize yahut mallarınıza değil kalplerde (gizlediğiniz niyetlerinizle) ortaya koyduğunuz amellerinize bakar” (Taberani) buyurmakla kalplerin nasıl görülüp bilindiğini bizlere bildirmiş olmaktadır.
Niyet konusunda kaynaklarımızda yer alan şu hadisleri de dikkatlerinize sunmak istiyorum.
“Allah ancak kendisi için ve sadece kendi rızası aranarak yapılan amelleri kabul edecektir.” (Nesai)
“Kendisinde hiç şüphe bulunmayan kıyamet günü geldiğinde Allah evvelki olsun sonraki olsun tüm insanları bir araya toplayınca bir nida edici şahıs şöyle seslenir : - Her kim Allah adına bir iş yapmış da o amelinde bir başkasını da murat etmişse şimdi onun sevabını da o başkasından istesin. Çünkü Allah ortaklığa razı olmayandır.” (Tirmizi)  
“Allah tebareke ve taala şöyle buyurmuştur: - Ben asla ortaklığa razı gelmeyenim. Her kim bir amel yapar da o ameline benimle birlikte birilerini de ortak ederse onu da ortaklarını da (baş başa) bırakırım”(Müslim)
Kuran’da niyet kelimesi yerinde “irade ve ibtiğa” kelimeleri kullanılmıştır. Dünya hayatını ve süsünü arayanlar ve sadece dünyalık isteyenler yerilmiş, iradesini arayışını ahirete yönlendirenlerden ise övgülerle ve bunun karşılığında alacakları mükafatlarla söz edilmiştir.
Bütün bu bilgiler ışığında dünya hayatımızı düzgün ve Allah rızasına uygun niyetlerle geçirmek en doğru hareket olsa gerek diyorum. Sağlıcakla kalın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder