27 Mart 2016 Pazar

SİZ HANGİ OYNAŞTASINIZ?!
“Ey insanlar! Allah’ın vaadi haktır. (Cennet ve cehennem haktır. Hesap ve mizan haktır. Ölüm ve ahiret haktır.) Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın! Sakın şeytan sizi Allah’ın merhametiyle yoldan çıkarmasın.” (Kur’an)
Bundan yaklaşık 80-90 yıl öncesine kadar şu dünyada adı sanı anılan, varlık aleminde yer tutan bir canlı değildik. Tıpkı bir yokluk dehlizinin içinde kaybolmuş idik. Bundan sonraki bir yüzyıl içinde de aynen ilk başta ki gibi aynı yokluk karanlıklarının içine girip kaybolacağımızdan şüphe etmiyoruz.
O zaman bugünkü hayatımız neyin nesi? Bugün hayatta olmamızı neye ve kime borçluyuz? Bu kainatı ve içinde biz insanı yaratan yüce Allah bizi bu önemli sorunun cevabından mahrum bırakabilir hatta bizleri şaşkınlık ve bocalamanın içinden hiç çıkarmayabilirdi. Fakat o böyle yapmamıştır. Bizleri niçin yaratıldığını ve bu dünyada ne için hazır bulunduğumuzu elçileri ve onlarla beraber indirdiği kitaplarıyla açıklamış bulunmaktadır. O şöyle buyurur: “Her şeyin sahipliği elinde olan Allah’ın şanı çok yücedir. O her şeye gücü yeten kadirdir. Ölümü ve hayatı dünya da hangilerinizin daha güzel davranış ve ibadetler yapacağını sınamak için yaratmıştır. O çok güçlüdür çok merhametlidir.”(Mülk,2)
“Ey insanlar! Sizi ilk önce topraktan sonra babalarınızdan gelen sudan sonra ana rahmine asılıp yapışıp kalan alakadan yaratan  sonra da analarınızın karınlarından bebekler olarak sizi dünyaya getiren sonra sizi kuvvetli olacağınız bir çağa erişmeniz için büyüyüp geliştiren sonra da ihtiyarlamanız ve vakti belirlenmiş bir ecele kadar sizi yaşatan O’dur. Aranızdan ihtiyarlamadan da vefat edenleriniz olacaktır. Bunları böyle tek tek izah edip açıklıyoruz ki belki düşünür ve hakkı görürsünüz. O hem dirilten hem de öldürendir. O bir şeyin olmasını dilediği zaman yalnız ol demesi yeterlidir, dilediği şey hemen meydana geliverir.(Mümin 67-68)
İşte yukarıdaki can alıcı sorunun cevabı:
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey insanlar!Ben cinleri ve insanları yalnız bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben onlardan hiçbir rızık (vergi gümrük icra haciz faiz para pul) beklemiyorum beni yedirip içirmelerini de istemiyorum.”(Zariyat,59)
Demek ki sadece kulluk için yaratılmışız. Bu kainat bizim kulluk etmemiz beklendiği için yaratılmış.. Bunca nimetler ayaklarımızın altına sırf bu amaca atfen serilmiş.. 
O zaman bu dünya hayatına sırf oyun eğlence olsun diye gelmişcesine üzerimizdeki bunca gaflet ve atalet nedir?
Niçin rabbimizin ayetlerinden dininden kitabından bi haber yaşıyoruz? Ey inananlar! Neden hiç ölmeyecekmiş gibi sadece bu dünya hayatının fani lezzetlerine koşuyor fakat ahreti unutuyorsunuz?
Hak dini neden ciddiye alarak okumuyor araştırmıyor ancak babaannelerden duyduklarınızla yetiniyorsunuz?
Kuruntularınız uydurma masallarınız neden hak dinin ayetlerinden daha çok rağbet görüyor? Neden efsane ve hurafe tutkunluğumuzun, yalana ve yalancıya olan bağlılık ve sevgimizin ondabirini Allah’ın gökten inzal ettiği ayetlerine göstermiyorsunuz?!
Hak dini duymak öğrenmek gerçekleri gözlerinizle görmek hoşunuza gitmiyor mu?
Allah’ın hak kitabıyla ve hak ayetleriyle hocalar toprağınıza okurken mi tanışacaksınız?
Nedir bu lakayıtsızlık ? Nedir bu umursuzluk? Nedir bu vurdumduymazlık? Nedir bu dünyaperestlik? Nedir bu hal, ey müminler! Siz ne zaman uyanacaksınız?
Sabah namazında uyuyanlar; Öğle namazında işe güce koşuşanlar; İkindi de alışverişte; Akşam maçta; Gece zevkin içinde olan sizler ne zaman uyanmayı düşünüyorsunuz? Nesillerimiz günbegün islam’dan uzaklaşırken siz hangi oynaştasınız!
İçki zina fuhuş kumar hırsızlık dolandırıcılık haramcılık kol gezerken siz nerede ve nasıl kendinizi avutuyorsunuz? Söyleyin Allah aşkına!
Bu saatlerin hesabının sorulmayacağını düşünen varsa yanılıyor. Bu dakikaların bunca nimetlerin hesabı olmayacak zanneden varsa külliyen zarardadır.
Mutlaka silkinmelisiniz/silkinmeliyiz. Mutlaka içinde bulunduğumuz şu hale bir son vermenin çaresine bakmalıyız. Mutlaka Allah yolunda çalışmalıyız;
Okumalıyız okumalıyız, okumalıyız.
Anlamalı ve anlatmalıyız.
Öğrenmeli ve hak dinin yardımcıları olmalıyız.
Canımızla malımızla ilmimizle aile afradımızla hak dini tanımalı ve tanıtmalıyız.
Allah’ın kullarını kullaştıranlara onları kendi bendeleri yapanlara Allah ile kulları arasında distiribütörlüğe soyunanlara hakkı tavsiye etmeliyiz.
 Elimizle, dilimizle, gönlümüzle hakkı desteklemeli ve hak için mücadele sahasına çıkmalıyız.
Ümitsizliğe kapılmamalı, kurtaracağımız bir kişi için bile çok şeyin değişeceğini düşünerek yola düşmeliyiz.
Zenginlerimiz kapitalizmin dizleri çökerten meşum rehavetinden kurtulmalı;
Alimlerimiz hocalarımız Allah için doğru ve yerinde hizmetler için harekete geçmeli;
Avamımız havasımız demeden dört bir koldan küfrün “Tusunami”sini onarmaya başlamalıyız.
Akaidimizi düzelterek ihtilaf ve kavgaları bırakıp işe girişmeliyiz.
 Cemaat cemiyet gurup klik taasuplarının bizi yiyip bitirmesine karşı gelmeli; hamlık ve acemiliğin tecrubesiz kollarına teslim olmamalıyız.
Okumak hareket ve sabır ilkeleriyle yola düşmeliyiz. Gelecek günlerin eylem ve sabır günleri olacağını unutmadan ilerlemeliyiz..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder