SİZ HANGİ OYNAŞTASINIZ?!
“Ey
insanlar! Allah’ın vaadi haktır. (Cennet ve cehennem haktır. Hesap ve mizan
haktır. Ölüm ve ahiret haktır.) Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın! Sakın
şeytan sizi Allah’ın merhametiyle yoldan çıkarmasın.” (Kur’an)
Bundan
yaklaşık 80-90 yıl öncesine kadar şu dünyada adı sanı anılan, varlık aleminde
yer tutan bir canlı değildik. Tıpkı bir yokluk dehlizinin içinde kaybolmuş
idik. Bundan sonraki bir yüzyıl içinde de aynen ilk başta ki gibi aynı yokluk
karanlıklarının içine girip kaybolacağımızdan şüphe etmiyoruz.
O zaman
bugünkü hayatımız neyin nesi? Bugün hayatta olmamızı neye ve kime borçluyuz? Bu
kainatı ve içinde biz insanı yaratan yüce Allah bizi bu önemli sorunun
cevabından mahrum bırakabilir hatta bizleri şaşkınlık ve bocalamanın içinden
hiç çıkarmayabilirdi. Fakat o böyle yapmamıştır. Bizleri niçin yaratıldığını ve
bu dünyada ne için hazır bulunduğumuzu elçileri ve onlarla beraber indirdiği
kitaplarıyla açıklamış bulunmaktadır. O şöyle buyurur: “Her şeyin sahipliği
elinde olan Allah’ın şanı çok yücedir. O her şeye gücü yeten kadirdir. Ölümü ve
hayatı dünya da hangilerinizin daha güzel davranış ve ibadetler yapacağını
sınamak için yaratmıştır. O çok güçlüdür çok merhametlidir.”(Mülk,2)
“Ey
insanlar! Sizi ilk önce topraktan sonra babalarınızdan gelen sudan sonra ana
rahmine asılıp yapışıp kalan alakadan yaratan
sonra da analarınızın karınlarından bebekler olarak sizi dünyaya getiren
sonra sizi kuvvetli olacağınız bir çağa erişmeniz için büyüyüp geliştiren sonra
da ihtiyarlamanız ve vakti belirlenmiş bir ecele kadar sizi yaşatan O’dur.
Aranızdan ihtiyarlamadan da vefat edenleriniz olacaktır. Bunları böyle tek tek
izah edip açıklıyoruz ki belki düşünür ve hakkı görürsünüz. O hem dirilten hem
de öldürendir. O bir şeyin olmasını dilediği zaman yalnız ol demesi yeterlidir,
dilediği şey hemen meydana geliverir.(Mümin 67-68)
İşte
yukarıdaki can alıcı sorunun cevabı:
Rabbimiz şöyle
buyuruyor:
“Ey
insanlar!Ben cinleri ve insanları yalnız bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben
onlardan hiçbir rızık (vergi gümrük icra haciz faiz para pul) beklemiyorum beni
yedirip içirmelerini de istemiyorum.”(Zariyat,59)
Demek ki
sadece kulluk için yaratılmışız. Bu kainat bizim kulluk etmemiz beklendiği için
yaratılmış.. Bunca nimetler ayaklarımızın altına sırf bu amaca atfen
serilmiş..
O zaman bu
dünya hayatına sırf oyun eğlence olsun diye gelmişcesine üzerimizdeki bunca
gaflet ve atalet nedir?
Niçin
rabbimizin ayetlerinden dininden kitabından bi haber yaşıyoruz? Ey inananlar!
Neden hiç ölmeyecekmiş gibi sadece bu dünya hayatının fani lezzetlerine koşuyor
fakat ahreti unutuyorsunuz?
Hak dini
neden ciddiye alarak okumuyor araştırmıyor ancak babaannelerden duyduklarınızla
yetiniyorsunuz?
Kuruntularınız
uydurma masallarınız neden hak dinin ayetlerinden daha çok rağbet görüyor?
Neden efsane ve hurafe tutkunluğumuzun, yalana ve yalancıya olan bağlılık ve
sevgimizin ondabirini Allah’ın gökten inzal ettiği ayetlerine
göstermiyorsunuz?!
Hak dini
duymak öğrenmek gerçekleri gözlerinizle görmek hoşunuza gitmiyor mu?
Allah’ın hak
kitabıyla ve hak ayetleriyle hocalar toprağınıza okurken mi tanışacaksınız?
Nedir bu
lakayıtsızlık ? Nedir bu umursuzluk? Nedir bu vurdumduymazlık? Nedir bu
dünyaperestlik? Nedir bu hal, ey müminler! Siz ne zaman uyanacaksınız?
Sabah
namazında uyuyanlar; Öğle namazında işe güce koşuşanlar; İkindi de alışverişte;
Akşam maçta; Gece zevkin içinde olan sizler ne zaman uyanmayı düşünüyorsunuz?
Nesillerimiz günbegün islam’dan uzaklaşırken siz hangi oynaştasınız!
İçki zina
fuhuş kumar hırsızlık dolandırıcılık haramcılık kol gezerken siz nerede ve
nasıl kendinizi avutuyorsunuz? Söyleyin Allah aşkına!
Bu saatlerin
hesabının sorulmayacağını düşünen varsa yanılıyor. Bu dakikaların bunca
nimetlerin hesabı olmayacak zanneden varsa külliyen zarardadır.
Mutlaka
silkinmelisiniz/silkinmeliyiz. Mutlaka içinde bulunduğumuz şu hale bir son
vermenin çaresine bakmalıyız. Mutlaka Allah yolunda çalışmalıyız;
Okumalıyız
okumalıyız, okumalıyız.
Anlamalı ve
anlatmalıyız.
Öğrenmeli ve
hak dinin yardımcıları olmalıyız.
Canımızla
malımızla ilmimizle aile afradımızla hak dini tanımalı ve tanıtmalıyız.
Allah’ın
kullarını kullaştıranlara onları kendi bendeleri yapanlara Allah ile kulları
arasında distiribütörlüğe soyunanlara hakkı tavsiye etmeliyiz.
Elimizle, dilimizle, gönlümüzle hakkı
desteklemeli ve hak için mücadele sahasına çıkmalıyız.
Ümitsizliğe
kapılmamalı, kurtaracağımız bir kişi için bile çok şeyin değişeceğini düşünerek
yola düşmeliyiz.
Zenginlerimiz
kapitalizmin dizleri çökerten meşum rehavetinden kurtulmalı;
Alimlerimiz
hocalarımız Allah için doğru ve yerinde hizmetler için harekete geçmeli;
Avamımız
havasımız demeden dört bir koldan küfrün “Tusunami”sini onarmaya başlamalıyız.
Akaidimizi
düzelterek ihtilaf ve kavgaları bırakıp işe girişmeliyiz.
Cemaat cemiyet gurup klik taasuplarının bizi
yiyip bitirmesine karşı gelmeli; hamlık ve acemiliğin tecrubesiz kollarına
teslim olmamalıyız.
Okumak
hareket ve sabır ilkeleriyle yola düşmeliyiz. Gelecek günlerin eylem ve sabır
günleri olacağını unutmadan ilerlemeliyiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder