MEZARDAN ÇIKARILAN İLİM
Bilemezsiniz
bazen yanı başınızda yaşayan bir tarih vardır fakat bazan siz bundan
habersizsinizdir. Büyüklerimizde ibretlik bir çok deneyimler bulunur. İşte
benim hatırasını yazmak istediğim kişi kendisinden akaid, fıkıh ve feraiz
dersleri aldığım kıymetli hocam Ali Küçüker’dir. Bugün yetmişini aşmış olan
hocam tek parti döneminin en soğuk günlerini yaşamış biri olarak hala aramızda
ve ilmi faaliyetlerini sürdürüyor. Hocam bundan 50 sene önce Lütfi Doğan
hocamızdan icazet almış. İlim aşkı, okuma azim ve hırsıyla dolu olan hocam
okuduğu o günlerde İslami ilim kitabı bulamamaktadır. Çünkü artık Arapça kitap
basılmamakta ve talep olmadığı için ticareti de kolaylıkla yapılamamaktadır.
Hocamız o yıllarda Erzincan’a bağlı bir ilçede bir alimin vefat ettiğini ve
ilçe müftüsünün de büyük bir ümitsizlikle “Artık bu kitapları okuyan olmaz!”
diyerek İslami Arapça eserleri ilçenin kabristanına gömdürdüğünü öğrenir. Hocam
kitapların gömülü olduğu ilçeye doğru yola çıkar. Tanıdıklar vasıtasıyla
kitapların gömülü olduğu mezar bulunur. Kazma kürek çalışılarak tekrar kitaplar
günyüzüne çıkarılır. Aradan bir iki hafta geçtiği için toprağa değen kitaplar
küflenmiştir. Toprak kokmaktadır. Fakat koca kütüphane aynı yere gömüldüğünden
arada kalan; yağmur ya da küfün etkilemediği eserler hocamız tarafından
seçilir. Mezar eskisi gibi kapatılır.
Bu olay bize
aslında çok şey söylemektedir. Bugün bize ilimden bir takım kırıntılar
ulaştıysa gayretli azimli ve çalışkan kişilerin sayesindedir. Tek parti devrinde
İslam ilimleri öylesine aşağılanmıştır ki bir müftü bile soğukkanlılığını kaybedip
artık geri dönüş olamayacağını düşünerek bir alimin kütüphanesini ilçe mezarlığına
gömdürebilmiştir.
Bugünün kitap
eser bolluğuna baktıkça hocamızın yaşadığı o çile aklıma gelir ve kendi kendime
bu günlere kolay gelinmediğini söylerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder